Bu karşılaşma, kaderin küçük bir oyunuydu belki de; bir kitap rafının arasında filizlenen bir hikayenin ilk satırlarıydı.
Kırmızı Kedi Kitabevi'ndeki karşılaşmmızın ardından birbirlimize numaralarımızı verdik. Bir ay boyunca telefon görüşmemizin ardından, nihayet ilk kez kahve içmek için buluştuk.Sabah heyecanla uyanıp kırmızı elbisemi giyip hazırlandım. Deniz ise beyaz gömleğiyle buluşma yerinde beni bekliyordu.
Cafede geçirdiğimiz o güzel gün, senin ne kadar deli dolu ve hayat dolu biri olduğunu fark etmemi sağladı. Bunu daha yakından görmek için lunaparka gitmeyi teklif etmiştim, sen de tereddütsüz kabul etmiştin. Hatırlıyor musun, o gün dudağının kenarında kalan pamuk şekeri elimle almıştım. Utangaç bir gülümsemeyle karşılık vermiştin, o anı asla unutamam, sevgilim.
Senin doğum gününden bir hafta sonra iş için yanından ayrılmak zorunda kaldım. İlk kez senden uzağa gidiyordum, ama kalbimi İzmir’de, sende bıraktım. Uzaktan sevmeyi bilmeyen iki yürek, o günlerde sevgiyi yeniden öğrenmeye başladı.
Antalya dönüşünde geçirdiğim kaza, hem seni hem beni derinden korkutmuştu. Seni bir daha göremeyecek olmanın düşüncesi, ölümden bile ağırdı. O gün sana duyduğum hasretle sarılışım hâlâ aklımda; sanki dünyadaki tüm acılar o kucakta silinmişti. Aralık, ayrılık ayı derler ama biz o soğuk ayda kavuşmanın sıcacık mutluluğunu yaşamıştık. O gün gözlerinde gördüğüm sevgiyi yeniden hissettim ve bir kez daha, sana ilk günkü gibi aşık oldum, sevgilim.